30 kg ile limit olmaz. Göğüste bar ile gitmeye başlama şansını neden kullanmıyorsun? Broscience yapmak istemem ama dips bench press için destekleyicidir derler, bence haklılar. Sırt için barfiks düşünmez misin? Sadece dambıl mı bi de? Kendini.kuvvetli hissetmen için muhteşem üçlü, squat, dl vr b.pressi serbest ağırlıkla, tercihen barla yapmalısın yav. Bunları yapmıyorum deme. Sakın bunu deme..

Toplamda 60 kg ye sabitlenmiş göğüs skorları, başlangıç seviyesinn az üstü. Bence ciddi şekilde yerinde saymanda bazı sebepler var. Yapısal sorunlat bunlar.

Squat yap.

(bkz: #42254061)

yardimlariniz icin tesekkur ederim.
sirtta lat ve row yapiyorum...
lunge bol bol yapmaktayim, ama dl/squat gitmedim hic.

o halde ufaktan dl/squat/dibs'e gidiyorum.

Nfc o. Çip falan değil.

(bkz: samsung bataryasındaki dinleme cihazı)

O adam geri zekalı. NFC çipini sökmüş. Hele dinleme cihazı demeleri... Telefonun kendisi dinleme cihazı zaten.

baterya'yi gordum, ama ciddili cevap veriyorum.

nfc izleme icin kullanilablir. ama telefon kayboldugunda telefonu bulmak icin gerekli olan applerin bu olayla alakasi yok.

akilli telefonun kendisi zaten bir izleme araci. eger izlenmekten genel olarak cekiniyorsan:
1) akilli cihazlardan (her turlu cep telefonu filan) kurtul.
2) interneti kapat tamamiyla. VPN veya tor bile yuzde yuz cozum degil. public wifi kullanma, butun sosyal/email/alisveris accountlarini sil.
3) kredi/banka kartlarini ve banka hesaplarini iptal et. sadece nakit ile calis.
4) ???
5) profit

tahminimce bu sekilde sadece hasta oldugun veya vergi/prim odeyecegin zaman izlenirsin.

çok zayıf

özür dileyerek "çirkin" demek istiyorum. düşüncem budur.

ilk fotoğraftaki sorun değilde ikincisi kötü baya.

otobüsteki baş örtülü teyzeler ye kızım ye diye yaprak sarması sokuşturur bunun ağzına.

2si aynı kisi bu arada

bacımdır. oturur birlikte dürüm ya da iskender gömeriz, üstüne çayımızı içeriz. böyle olmaz. bu şekilde olmaz...

fotoğraflardan bağımsız olarak güzel bir yüzü varsa ve uzuvları orantılıysa bir adım öndedir benim için.

ama kız güzelmiş. zayıfken ucuza transfer ederim. altyapı önemli.

sonrasında gelişim gösterir sanıyorum. beslerim ben.

aşırı sağlıksız ve çirkin.

(bkz: anoreksik)

bu kız kötü durmuyor bence. ama genel olarak aşırı zayıflık iyi değil.
yine de şişko olmasındansa tercih ederim.

model mi bu? instagramdan takip ettiğim bikaç model var benim de. birini eskiden beri takip ediyorum. ajansa kabul edilmeden önce sürekli donut, hamburger, çikolata resmi paylaşıp duruyodu, şimdi hugo boss'un miu miu'nun defilelerine falan çıkmaya başladı en fazla bitki çayı resmi koyuyo :) kızların bir suçu yok. suç sektörde.

Littlejack merak ettim kimmiş o:P

Bu kız Modelimsi bişey ünlü değil pek girlnah diye ara bulursun

instagram fotoğraflarına baktıktan sonra karar değiştirdim. çok çirkin. iflah olmaz derecede çirkin.

saglıksız. çirkin ya da güzel demeyecegim ama bence bundan hoslananın pedofil olması yuksek ihtimal.

ya çirkin ya da güzel olarak ayırmıyorum. bana sağlıksız geliyor. sağlıksız şeyleri çağrıştırıyor.

aynı şey aşırı kilolu insanlar için de geçerli.

5-6 kilo alsa kıvama gelecek, zayıf severim ben ama iskelet gibi kötü öyle

zevkler ve renkler epey ayrisir bu konuda. ama kabul edelim cogumuz eti budu olmayan insanlari guzel bulmuyor.

Gram kas yok hic begenmem

Atletik qizlar eqlesin

töbe bismillah bişi lan. evlerden ırak

Şişman kızın karşılığı bu değil, evvele bunu söyleyeyim. Yani "Şişko sevmiyoruz" deyince böylesini seviyoruz demek istemiyoruz. O konu biraz daha farklı, o ayrımı yapmak lazım. Bu da en az şişkolar kadar hastalıklı duruyor.

Sağlıksız, çirkin ve yağ fazlalığından çok daha kötü. Tercih sıramda "Dünyada tek erkek kalsam bileklerim kopsa ve tek kadın bu olsa." düzeyinde.

çok kötü bu kadar zayıflık. kas yok. bir deri bir kemik. bir tuhaf oldum ya ikinci fotoğrafta. hastalık derecesinde zayıf.

Biraz kilo aldırırım, şişmandaki deformasyon yok bunda en azından.

Nasıl olsa gelecekte kilo alacağı için dert etmem. Sevişirim de evlenirim de karakteri uyumlu ise ve bu resimlerdeki hatunlar kadar güzelse.

@annebenasikoldum benim dediğim de highhsoul nicki

bayılırım

instagram.com
sanırım bu kız.
dostum zayıf iyidir, hoştur, yazın kokmaz, kışın sıkmaz ama bu zayıf değil ki, iskelet sistemini deri ile kaplamışlar bunun.

et yok bunda hiç. bu takıntılıdır, her yerde yiyip içemezsin, yediğine içtiğine karışır, seni kendisine benzetmeye de çalışabilir, uyuşmak çok zor. yoksa zayıf benim de ilk tercihim her zaman, iskelet olmadığı sürece.

Pavilion serisi zaten sıkıntı...

Aygıt Yöneticisinde ses driverları yüklü mü ona bakın. Yüklüyse güncelleyin.
Sarı ünlem işaretli olanlar yüklü değil anlamına gelir.

doğru driver yüklü değil. o saçma simgeden tanıdım. doğru driveri indirmen gerek. mevcut olanu sil ama.

ses çıkışıyla ssd çıkışı çakışıyor olabilir. audio driverlarını kaldırıp güncel versiyonlarını kurabilirsin.

çok sağolun arkadaşlar. aygıt yöneticinde ünlem olmamasına rağmen sesle ilgili tüm sürücüleri kaldırdım, otomatik olarak aygıt sürücüsü yükleniyor dedi yükledi ve ses gelmeye başladı. var olun..

edit : haydaaaa açıp kapayınca yine aynı:(( her defasında kaldırmam gerekyor aygıt yönetisinden..:(

windows'un kendined kurdugu driver degil de sitesinden cektigin bir driver'i yuklesen?

fazlası dizler için zararlı diyolla
www.google.com

spor salonuna yazıl

spor salonu için vaktim yok malesef.

eliptik bisiklet daha iyi deniyor :
gürültüsüz + daha kücük + dizleri zorlamıyor

bence once biraz disarida takil. baktin sevdin, eve alir devam edersin. yoksa disarisi varken evde kosmak sikici.

ekipman olarak pek de bisi yok. kosu pabucu lazim bi tek kosu stiline ozel.

Son 10 senede haftanın 6 günü koşarak 3 tane koşu bandını perte çıkardım, henüz dizlerimde eklemlerimde bir problem yaşamadım. Koşu bandında eklem problemi yaşamak dışarda koşarken dizinin dönüp eklemlerini eline alma ihtimalinden daha düşük. Evvela onu söyleyeyim. Ha tercihin dışarı mı ev mi dersen dışarıda koşmayı seçerdim ama koşu bandında koşmanın da öyle spesifik bir zararı olmaz. Doğru bir ayakkabı al, koşacaksan 40 dakikadan fazla üstünde takılmamaya çalış yeter. Yürüyeceksen de istediğin kadar yürü. Başarılar.

koşu bantı kapladığı yer açısından ve taşınmalarda sorun oluyor. ayrıca apartmanda oturuyorsan iki kat aşağına kadar sesi duyuluyor. onun yerine yürüyüş gibi adım sayar stili spor altleri var minik oluyor taşınabilir yürüme bantı kadar kalori harcıyorsun adını unuttum simdi onlardan alabilirsin hem daha ucuz

3 hafta sonra satacak yer ararsın..

1000 tl ona verip sonra atmaya calısacagına bi salona yazıl 6 ayda forma girersin, istersen devam edersin. Hem dışarı çıkmak için bahanen de olur.

Evim çatı katında olduğu için, bir terasımız var. Komşulara ses gitme olayını ve bir nebze de olsa açık havada koşabilmek adına aleti terasa koymayı düşünüyorum. Önerileriniz için teşekkürler yinede :)

bilgisayar nedir ne kadar yenidir vb bilmiyoruz tabi ama driver problemi var gibi duruyor.

2011 asus. win 7.

driverlari update et diyorum, son durumda filan diyo hep.

Herhangi bir format sonrasında değil de, çalışıyorken bir anda çalışmamaya mı başladı bu 2 usb?

aslinda söyle diyim, calisiyo ama tam calismiyo, mesela fan takinca calisiyo, ama usb bellegi görmüyo etc. bi tanesi her zaman calisiyo, diger iki tanesi sanki sadece güc veriyo gibi ama bilemiyorum.

format atilmadi hic. normalde en bastada böyle olabilir belki.

power usb -adı bu olmayadabilir- yani sadece güç veren, data iletişimi yapmayan usb olabilir, böyle bağlantılar var sadece şarj için ama asus'un bir bilgisayara bunu koyma ihtimali epey uzak duruyor :/ usb'lere baktığınızda içinde 4 metal ayak var ise normal bildiğimiz usb'dir.

az önceki soruyu belki usb portlarının bağlantısında problem vardır diye sormuştum, bu durumda bağlı görünüyorlar.

4 metal ayak var evet.

Vallahi bilemedim :/

@raydingoz arkadasim,
anakart pert ise ben nasil acip bilgisayari kullaniyorum, bu entryi yaziyorum?

@golan,
ben de bilemedim valla :)

Bilgisayarı kapat, fişten çıkar, bataryayı çıkar. 1-2 dk bekle ve sonrasında aç. Dalga geçmiyorum :)

@humblebirth

gecici degil kalici cözüm lazim hocam.

Bunlar ara ara oluşan problemler zaten. Bende olunca böyle çözüyorum ki çok sık olan bir şey değil.

bios'dan kapamis olabilir misin portlari?

tanimiyor/gormuyor mu bilgisayar? olmadi usb hub alican.

hiit konusunu oku istersen

Zamanla hızı, eğimi vs. arttırırsın. Yürümek de tabii ki kilo kaybına yardımcı olur. Ama zamanla yoğunluğu arttırmalısın.

Beslenme işin diğer ayağı tabii ki.

hızı ve eğimi hiç değiştirmeden aynı şekilde ve aynı süre yürüyorsan, vücut bir süre sonra çok az enerji harcayarak bu aktiviteyi yapabilir hale geliyor. o yüzden beklediğinden daha az etkisini görüyorsun.

yağ yakmak için nabzını yükseltmen ve vücudunu şaşırtman gerek. bunun için aralarda 1'er dk. koşabilirsin veya arada bandının eğimini yükseltebilirsin. kısaca "interval training"'lere bir göz at.

yok bosuna yurumuyorsun.
kilo vermesen bile, kardiyovaskuler sistemin gelisiyo. nerden baksan oturanlara kiyasla bi kac sene daha cok yasiyacan.

geniz akıntısından olabilir. öksürüğün en güzel ilacı siyah turp alıp oyacaksın, bir kaşık bal koyacaksın, bir gece bekleteceksin. turp sulanacak, sabah balı yiyeceksin. çok iyi geçiriyor denedim. illa siyah turp olacak.

en azından öksürük geçene kadar sigarayı bırakacaksın. bağıra bağıra konuşmayacaksın. ancak o zaman geçmiyorsa "geçmeyen öksürük problemi" olur adı, onun dışında sadece "öksürük" olur

oksuruk ciddi degildir cok, ama tedavi edilmedigi surece, sonsuza kadar oksurursunuz. kronik olma gibi bi problemi var. en iyisi mi bir ara doktora gidin. oksuruk kendiliginden kolay gecmiyor (6 ay oksukrmus adam taniyorum)

ne zaman problem olur? cok cok cok oksurursunuz, bogaz tahris olur sepsis yapar. ugrasilir.

clear all;

% vektorleri tanimla
Cift_Sayi=linspace(0,100,51);
Rad_Sayi=linspace(-2*pi,2*pi,51);

for i = 1:length(Cift_Sayi)
Bolum_Sayi(i)=Cift_Sayi(i)/Rad_Sayi(i);
end

% vektorun tum elemanlarini for dongusu ile topla
Toplam = 0;
for i = 1:length(Bolum_Sayi)
Toplam = Toplam + Bolum_Sayi(i);
end


=====

fakat Rad_sayi'da 26. hucrenin degeri 0 oldugu icin cevap infinite cikiyor.

3. Dunya ulkeleri.

meksika, endonezya, brezilya.

orta ve batı avrupa ülkeleri ile bazı doğu avrupa ülkeleri, iskandinav ve ada ülkleri (avrupa'dan ayırdım), abd, kanada, küba, japonya, avustralya, güney kore ve israil'i bizden iyi olduğu için, arap ülkeleri, orta afrika ülkeleri, pakistan ve afganistan'ı bizden kötü olduğu için çıkar. geride kalanlar ile benziyor.

www.goodcountry.org
Dunya siralamasinda, komsulari sunlar

77 Georgia
78 Sri Lanka
79 Turkey
80 Kazakhstan
81 India

neverland.

brezilya çoğu yönden yakın bir örnek.

BRIC, MINT ve Next Eleven

bence en yakın örnek brezilya, ama onlar da bazı konularda bi tık ilerimizde..

ben kuzey afrika ülkeleri diyorum. onların bir tık ilerisindeyiz ama fark giderek kapanıyor. (biz geriye gidiyoruz. ve hayır dinden bahsetmiyorum. insanların cehaletinden, arsızlığından, pisliğinden vs. bahsediyorum.)

- bacak kaslarının dışındaki diğer kas gruplarını da çalıştır.
- protein tozu kullan.

eger yemek yemekten baymiyacaksan, daha cok protein agirlikli beslen. normalde yediginin %10-20 daha fazlasi ideal. mesela sabahlari 1 yerine 2 yumurta, aksamlari, 3 kofte yerine 4 kofte gibi. tahmini olarak 2-3 ayda alirsin kilonu. tozdan kacin (dogal her zaman iyidir demiyorum. ama abi iste biraz kilo alim, cogu da yag olmasin diyen adam icin ne gerek var...)

yuksek karbanhidratli yiyecekler, kilo yapar dogru. ama yag olarak yaparlar :/

ayrica bacak kasi calistirmayin fikrine inanmiyorum. hedefin sadece saglikli kilo almaksa aynen devam.

yediğine içtiğine bağlı. bir de tuvalet işini beklettikçe zehire dönüyor içerideki. favorim ise sıcak ve buhar kaplamış banyo ortamı. direkt burnu s.ker atar.

Uzun süre sıçmayınca bir etkileşim oluyor gerçekten. Benimki ölüm gibi kokuyor, duvarlara siniyor bazen :)

Şöyle bir yazı var ilgini çekerse.

www.evrimagaci.org

bokun götünün ağzına gelince dışarı çıkan hava onun etrafından geçerken kokuyu alıp çıkarıyor.

iki tur osuruk var.
birinci osuruk, yemek yerken su icerken yuttugun hava. bu kokusuzca disari atilir genelde.
ikincisi ise, pis kokan. bu da bagirsaktaki curukcul bakterilerin ozellikle bazi yiyeceklere cilginca reaksiyona girmesi sonucu olusan gazdir.
bok bu. normal kokmasi.

ultrasurf'u dene bir bakalim.

telefon üzerinden işe yarar mı ? bilgisayarlara bi şey indirmek için yönetici şifresi gerekiyor da telefondan girebilsem yeter.

Mobil uygulamasi var mi bilmiyorum. Mobilde hot spot sheild ise yarar belki ama pek anladigim bir konu degil.

Evinde bilgisayar varsa, VPN yardımıyla ona bağlanıp, internetini o makina üzerinden geçirebilirsin.

eger browsing takiliyorsan evinde bilgisayara teamviewer da yapabilirsin.

cannibal holocaust.
the conjuring.

favorilerim;

(bkz: rec)

(bkz: martyrs)

(bkz: insidious)

(bkz: sinister)

(bkz: rec 2)

Men behind the sun gibi iğrenilen ve yasaklı fimller var. Hayvanların katledildiği filan. Zaten film endüstrisinde hayvanlara acımıyorlar. Bayağı zalim.

Amagerçekten bu yasaklı filmler boşa yasaklanmamış. Bir ara hepsini indirmiştim, dayanamadım bıraktım.

küp (cube) üçlemesi var, Serbian Film var bi de başka da bilmem bu tür izlemem :)

Serbian Filmdigaliba sonlara doğru bir sahne var, sporiler vermeyeyim de. Hiçbir filmde o sahne yoktur :) etkisinden kurtulamamıştım bir iki gün.

serbian film pek korku değil, provokatif bir film. yoksa ilk aklıma o geldi ahah. içerik olarak değil ama fikren korkunç bir film.

(bkz: philosophy of a knife)

"ulan keşke hayvan katledilseymiş" diyeceksin sabredip 4 saat izleyebilirsen. ben normalde doktor ya da hastane fobisi olmayan biriyim, bunu izledikten sonra dişim çekilirken bayılacaktım neredeyse.

insidious +1

insidious +2

Ring cok korkunclu degil AMA gerilim dolu film. Bi iki gun tirstirir.

Clown

oculus fena değildi

şöyle bir varsayımım var: artık sigaranın zararları saklanamaz hale geldi.. ve savaş açtılar, bu seferde sigarayı bıraktırma haplarıyla parayı kırıyorlar.

90larda da vardi. Turkiyenin 90larinda geceleri televizyonlara kabus gibi coken duman avcilari spotu, igrenc sarkilari ve yesilay haftasinda esrar, oroyin, kokoyin hepsi hain temali resimlerin en basinda sigara vardi dostum. Hatirlamaya calis.

esasinda bilim 80-90 senelerinde yapilan arastirmalarda sigaranin ciddi kanser riskine sebep olduguna dair bulgulara ulasti (daha da erken de neyse). Asagi yukari bilimsel arastirmalarla bulunan bilgilerin kamu politikasina olan etkisi uzun zaman suruyor. Bunda oncelikler (sigarayi yetistiren tarimcilarin fakirlesmesi, ama karsiliginda birey basina dusecek kanser tedavi maliyetinin azalmasi gibin), lobicilik filan da var.

yer periodu derken deprem periodu oldugunu varsayiyorum.

1) normalde depremler binanin her frekansini uyarir (ama bazi frekanslari da daha cok uyarmasi muhtemeldir).

2)Fakat bina yaparken bir depremin hangi frekansta daha etkili olacagi onceden bilinmez. Cunku cesit cesit deprem var, cesit cesit zemin hareketi var, toprak cesidi var.

3) o yuzden de, o bolgede etkili olacak depremlerin frekans araliklari hesaplanir. bina da buna gore dizayn edilir.

4) Yer hareketlerinde ilave olarak, binalar ruzgar, deniz dalgasi arabalarin gecisi ve yayalarin yurumesi sebebi ile sallanabilir. Eger bu tur dis etkenlerin frekansi bina periyodu ile ortusurse, baska bir deyisle, binaya giren enerji bina tarafindan en kolay sekilde hareket enerjisine donusturulurse, cilgin salinimlar gorulur.

5) her malzemenin dayanabilecegi maksimum bir kuvvet ve deflasman siniri var. cogu zaman da bu sinira gelmeden yuksek dorecede zarar gorur zaten.
cilgin salinimlarda bu zararlar gorulur.

6) iki periyod ortusmesse de, bina giris enerjisini daha cabuk sonumler. Bagzi akilli enerji sonumleme cihazi bu mantik uzerine calisir. Binaya sonumleme uygulayarak dominant period degistrilir. Bagzisi da karsi kuvvet uygulamaya calisir olusan salinima karsi. Bu durumda period ayni kalir, ama daha az salinim gerceklesir.

7) bu kadar alakasiz bilgiden sonra: sagi ya da solu cok farketmemesi lazim. Fakat soyle bir durum var: Bir binanin birden fazla dominant periyodu olabilir. Genelde ilk period dominant period olur. Sonraki periyodlar da yanci. Ama dedim ya, deprem her frekansta binaya enerji verir (esit olmasina gerek yok). Bu yanci modlar da binanin cilgin salinimina sebep olabilir uyarildiklarinda.
Sonuc olarak cok fazla sagina veya cok fazla soluna dusmedigi surece, azalma gorunur. Yuksek ihtimalle de esittir.



...alin teri...

cok etken var etki eden. yirtik fotonun dedigi gibi birden fazla periyot dominant olabilir, bina dikdörtgen seklinde ve simetrikse ilk periyod isini görür ama yamuk yumuk falansa diger periyodlara da bakman lazim.


deprem yönetmeligindeki spektruma bakabilirsin, tb ve tc degerleri arasinda plato denen bi bölüm var, diyelim tb 0.25, tc 0.5 saniye olsun, binanin ana salinim periyodu bu araliktaysa en büyük deprem kuvvetleri burda olusur. 0.25'ten önce ve 0.5'den sonra daha düsük olur deprem etkisi.

yani yüksek katli bir binanin salinimi uzun süreceginden katlardaki ivme daha düsük olur.

anlatabilmisimdir umarim, mesaj atabilirsin sorun varsa.

bu arada gaza gelip cok uzun yazmisim. mesajina attigim cevabi buraya da ekliyorum hem kendim icin kenarda dursun, hem de isine yarayan olursa diye.

verdigin örnekler suydu

0.2 saniye tek katli bina
1.5 saniye cok katli bina
4.5 saniye köprü

i58.tinypic.com

yazarak anlatmasi karisik olur diye cizdim onu yolluyorum:

i58.tinypic.com

siyahla cizdigim yönetmelikteki spektrum, senin verdigin degere göre ta=0.20 dedim, o da z4 zemini yapiyor. ama diger zemin tiplerini de alsan farketmez, verdigin tek katli bina periyodu her türlü platonun üzerine denk geliyor.

deprem konusunda alt yapin var mi bilmiyorum o yüzden basit sekilde yazacagim.

simdi söyle oluyor yolladigim cizime göre; deprem basladiktan sonra 0.2 saniye sonra ivme cosuyor, ta ki 0.9'a kadar. zemin hareketini anlamis olduk yani.

simdi gelelim binamiza. 0.2 saniyelik tek katli binayi alalim. tek bir periyod verdigin icin en yüksek kütle katilimi orda diye kabul ediyoruz.

burda bi ek parantez aciyorum. türk yönetmeligini bilmiyorum ama uluslararasi yönetmeliklerde genelde yüzde 90 kütle katilim sarti aranir toplamda. kütle katilimi da su demek. diyelim binanin tüm elemanlarinin agirligi toplamda 1000 ton. senin hesaba kattigin periyodlarin kütle katilimi 900 ton olmak zorunda toplamda. eger bina düzenliyse, duvarlar simetrik dagitildiysa bunu 1-2 periyodla yakalarsin. yok yamuk yumuksa yüzde 90'i bulana kadar periyodlari hesaba katman lazim.

simdi senin verdigin sayilara dönüyorum. sana verilen tek bir periyod oldugu icin katilimin hayvani oldugunu farzediyoruz. yani ilk örnekte deprem basladiktan 0.2 saniye sonra zemin ivmesi cosmus oluyor. yani binanin dogal titresim periyoduyla zemininki cakistigi icin ivme maksimum oluyor fotografta gördügün gibi. eger baskin mod gec gelseydi bu kadar tehlike olmayacakti.


ikinci örnekte 1.5 saniye imis periyod. yani platoyu geciyosun, ivme azalmaya basliyor.

son örnek de ayni sekilde.

burda ilginc olan ilk 2 örnegin ikisi de bina olmasina ragmen davranislarinin farkli olmasi. spektruma bakip söyle bi cikarimda bulunabilirsin.

4 tane zemin tipi var yönetmelikte. 4. zemin en yumusak olan, yani ta ve tb arasinda hayvan gibi mesafe var. cizdigim sekilde ta 0.2 tb 0.9 saniye. eger zemin kaya tarzi olsaydi tb daha düsük olcakti, 0.3 saniye. bu bilgiyi cebe koyalim.

senin verdigin 1.5 saniyeyi simdilik es gecip 0.6 saniyelik bi yapi düsünelim.

simdi, kaya zeminde ta tb 0.10 ve 0.30. boktan zeminde ta tb 0.2 ve 0.9
ve dedigim gibi ta ve tb arasi ivmen en maksimum bölgede.

sen simdi 0.6 saniyelik yüksek katli binayi kaya zeminde yaparsan ne olur? platonun disinda oldugun icin ivme azalmis olur nispeten. boktan zemine yaparsan nolur? hala daha platoda oldugun icin bina boka sarar. o yüzden kötü zeminde yüksek kat sakat.

ah cok uzattim bitince farkettim.

dogru resolutionda midir?

evet. 1920 x 1080. recommended.

clear type

clear type ayarını da en güzel şekilde yaptım.

extended mı kullanıyorsun sadece monıtoru mu.

extended ıse, ekran ayarlaırndan ıkıncı ekranın cozunurlugunu de native olarak ayarla-1080 olarak.

sadece monıtor ıse, ekran kart driverını guncelle.

word dosyasının versiyonu felan değişik olunca saçma sapan şekillere bürünebiliyor, en temizi pdf yapın

pdf - yer tutuyor. düsürürsen kalite düsüyor. textin secilemeyen olmasi muhtemel. ocr gerektirebiliyor.

word - daha az yer tutuyor. uyumluluk sikinti olabiliyor eski bilgisayarlarda.

ben pdfi daha profesyonel buluyorum ancak. bu zamana kadar sahsen pdf ile calistim. digital imzalanan dosyalar da genelde pdf oluyor benim kullandigim/aldiklarim.

şimdiye kadar cv'mi word dosyası olarak göndermedim hiçbir zaman. pdf'e gönülden bağlıyım.

oyle denmesinin sebebi, resume'yi kontrol eden otomatik araclarin bazen duzgun calismayabiiyor olusu. Ama standard bir resume taslagi izemisseniz, pdf veya word olmasi pek bir sey farkettirmez.

www.imdb.com

Yağ yakarken kas kütlesi kazanmak birbirinden tamamen farklı şeyler. Biri anabolik bir eylem diğeri katabolik. Birinde vücudu küçültürken diğerinde vücudunu büyütüyorsun. Birinde kaloriyi artırırken diğerinde eksiltiriyorsun. O nedenle ya önce kas kütlesi kazanırsın ya da yağ yakarsın, bizim bilmediğimiz müthiş bir sırra vakıf değilsen ikisinin aynı anda olması çok zor. Önce bu yönde gerçekçi bir hedef belirle kendine, ondan sonra harekete geç.

Bununla birlikte, daha 1 aylık sporcusunun. Ne yesen içindeki proteini sonuna kadar sentezlersin. İlk günden kolaya kaçma. Bırak bi 3/4 ay geçsin vücudun sisteme adapte olsun kullanacaksan ondan sonra kullan. Hiçbir şey etin yerini tutmaz.

Yok illa kullanacam dersen en jenerik marka Optimum Gold Whey. Onu kullan.

Weider whey

angelus'un dedigi gibi ikisi bir arada mumkun degil. eksik olan, yag yakarken kas da kaybediliyor. belki kas kaybini indirmek icin agirlik + protein tavsiye edilebilir.
ama zaten insan gibi yersen, gereginden az kalori alirsan, keto beslenirsen bu kayip az olur. dogal olan en guzeli.

yeni başlayanlarda kas kütlesi artarken yağ yakımı olur. olmaz değil.

toz kullanma.

aminoasitin yanında protein tozu da kullanmak gerekiyor. bunlar da gerekli ama.

bunlar daha cok performans artirmak icin, kas yapmaktansa.

yardimci olur. proteinle daha iyi olur ama onlarsiz da olur.
kisisel fikrim 'go commando'. en iyisi dogali.

neyse simdi arnold gelir. hepimize bilezigi gecirir.

Aminoasit proteinin metabolize olmuş halidir vücutta, yani proteinin parçalanmış halidir. Yani aynı şey. Bcaa ise 3 tane esansiyel aminoasitin bir araya gelerek oluşturduğu aminoasit zinciridir. Bunun faydası da bu aminoasitlerden biri olan lösin isimli anminoasitin daha iyi protein sentezi yaptığı yönündedir ama çok gerekli midir dersen gereksizdir. O aminoasitler her şartta sentezleniyor zaten, gerek yok. Bir de aminoasitlerin karaciğere uğramadan direkt kaslara gitmesine yardımcı oluyormuş ama ne kadar doğru bilemiyorum. Onun dışında, protein tozuna da gerek yok beslenmen düzenliyse. Hele 2 aylık sporcu da her türlü gereksiz. Vücudun zaten protein sentezi yapmaya yağ yakmaya heveslidir bu dönemde, dışarıdan desteğe gerek yok. Arkadaşın bu takviyeleri ücretsiz veriyorsa al, para istiyorsa gerek yok.

Kendisi en begendigim super modeldir dogrusu.

instagram.com

mükkemmel

@senialan kardeş senin işin çok kolay, türkiyede buna benzerlerine çok rahat ulaşırsın. bildiğin Seda tipinde biri bu? :D ben galiba ulaşılmaz diye de çok beğeniyorum bu kadını.. of bee.

Güzel tabi, maşallah

anongallery.org

yine duşa soktun kardeş.

Yakışıklı hatun.

kadın güzel, beğenilecek de kadın elbette ama benim için son nokta değil.

@senialan... ile aynı fikirdeyim esmerlik konusunda. ama koyduğu fotoğraftaki kadın çok çirkin. ben güzelini koyayım: upload.wikimedia.org

Beğenmedim, tırt.

@senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine(copy/paste yaptım evet)

no no no. hadi şunda anlaşalım: cdn.evilbeetgossip.com

gerçi bu tam esmer olmuyor sanırım.

@senialan son noktayı koymuş, dağılın.

penelope'u görene kadar diğerleri güzeldi. o kadın apayrı güzel

modeller mankenler bana "güzel" gelmiyor. gerçekçi bulmuyorum onları. gerçek olmayınca da güzel/çirkin diye nitelendiremiyorum

penelope <3. ama benim en favorim gillian anderson'dır

cinsiyet: kadın

yav bildiğin yeni evli çiftin ilk bebeğinin teyzesi bu kadın f.tqn.com

ben çok begenmiyorum

Ben Doutzen'a bayılıyorum, bir kere yüzü bebek gibi.
Çocuk doğursa bile victoria's secret'ta modası geçmedi, miranda kerr de öyle ama miranda bu kadın kadar mütevazi değil.
Bu kadının mütevaziliğini çok seviyorum, aşırı tatlı bir kadın.
Ayrıca ailesine çok düşkün olması da çok hoş, dış görünüşünün dışında kalbi de pek güzel.
Hatta ''Pek çok kızın eğitim hayatını bırakıp modelliğe başvurmalarında kötü örnek olduğum için kendimi suçlu hissediyorum'' diye demeç verdiği röportajı bile var. kendisini epey stalklamıştım <3

Ayrıca gitmişsin meleğin en çirkin resmini koymuşsun ^^

zntent.com

www3.pictures.zimbio.com

www4.pictures.zimbio.com

www1.pictures.zimbio.com

tırt, tırt.

www.details.com
vignette1.wikia.nocookie.net
bana mary gerek mary

herkese tik verdim de, neferkitty nin yorumu okuyunca hepsini kaldırıp sadece neferkitty ye tik koyasım geldi, üşendim.

evet.

1. tiran kendisi aleyhindeki cephenin genişlemesinden dolayı psikolojik buhrana düştü.

2. obur oligarklara "benim uçurulmamı isteyen herkesi uçurun" talimatını verirken sinirden deliye dönmüş durumdaydı.

3. sinirlenen tiran geçmişte bir hışımla ilga ettiği moderatörlük müessesesini geri getirmeye karar verdi.

4. obur oligarklar ise güçlerinin azalmasını istemedikleri için moderatörlüğe karşı çıkıyor. tam bir güç savaşı yaşanıyor.

5. tiran'ı devirmeye çalışan irili ufaklı pek çok yapı oluştu. bunlardan birinin başında otisabi var. günü geldiğinde diğerlerini de deşifre edeceğim.

6. tiran aslında obur oligarklar ve eski moderatörler dahil kimseye güvenmiyor. sözlüğü kapatmayı da düşünüyor.

7. tiran bu sözlüğü gidip satsam kaç para verirler diye plan yaparken o odadaydım!

8. hangi karanlık planlara hizmet ediyor olursan ol kaybedenlerdensin. korkma, titre!1. tiran kendisi aleyhindeki cephenin genişlemesinden dolayı psikolojik buhrana düştü.

2. obur oligarklara "benim uçurulmamı isteyen herkesi uçurun" talimatını verirken sinirden deliye dönmüş durumdaydı.

3. sinirlenen tiran geçmişte bir hışımla ilga ettiği moderatörlük müessesesini geri getirmeye karar verdi.

4. obur oligarklar ise güçlerinin azalmasını istemedikleri için moderatörlüğe karşı çıkıyor. tam bir güç savaşı yaşanıyor.

5. tiran'ı devirmeye çalışan irili ufaklı pek çok yapı oluştu. bunlardan birinin başında otisabi var. günü geldiğinde diğerlerini de deşifre edeceğim.

6. tiran aslında obur oligarklar ve eski moderatörler dahil kimseye güvenmiyor. sözlüğü kapatmayı da düşünüyor.

7. tiran bu sözlüğü gidip satsam kaç para verirler diye plan yaparken o odadaydım!

8. hangi karanlık planlara hizmet ediyor olursan ol kaybedenlerdensin. korkma, titre!

ssg'nin gotunun kiliyik.
sevgilime vermediklerimi ssg'ye vermeye hazırım.

Asics rahattir bir inceleyin derim guzel renk bulabilirseniz.

tipini beğenir misin bilmem ama bugüne kadar kullandığım en iyi koşu ayakkabısı asics gel kayano 16. 600-800 km arası koştum, hala gündelik olarak kullanıyorum. 3-4 yıl sonra jeli sertleşip konforu biraz düştü tabi. yeni modellerini deneyebilirsin. bide duyuruda bir arat koşu ayakkabısı diye, son bir yılda en az 3 kişiye cevap verdim ki duyuruya çok girmiyorum.

Hesaplı bişi olsun diye oyshodan aldım mutluyum mesudum adidasın 4te1i fiyatına hem de.

Çok para vermenize gerek yok bence. Mutlaka bakının.

forum.donanimhaber.com

eksisozluk.com

150-200tl lik adidas'lardan, nike'lardan çok daha hafif ve rahat. Bizzat kendim denedim.

www.decathlon.com.tr

su ana kadar su ayakkabilari kullandim
New Balance Minimus 10v2
Saucony Progrid Guide 5
Brooks Trance 11
Saucony ProGrid Guide 4
Nike Air Pegasus+
ismini hatirlayamadigim baska bi nike ayakkap

ama Saucony ProGrid Guide 4'teki rahatligi hic bir ayakkabida bulamadim. ayrica anormal dayaniklilar.
minimus'un yeri ayri. converse tadinda, gule gule kullan ayaginda paralansin tadi veriyo.
ayrica bokunuzu yiyim, nike'a adidas'a para vermeyin.

Nike Pegasus

hiç uğraşmadan gidin alın ve iyiki almışım diyeceksiniz...

Adidas'ın Boost serisi çok hafif ve rahat ama çok uzun koşular için dayanıksız duruyorlar.

FFT'lerini alır, asıl sinyal dışındaki bölgede amplitude'lere bakarsan karşılaştırabilirsin. Tabi bu eklenen noise'in doğası farklı olduğunda (pink, white vs) problem olabilir, ama noise çeşidini de görebilirsin böylece...

gurultulu sinyallerde sadece bahsettigin degisiklikler oldugunu varsayarak:

yontem 1) sinyalleri orjinal sinyalleri ile karsilastirip cross-correlation degerlerine bakarim. artik hangisi daha yuksek corelation yield ederse

yontem 2) orjinal sinyalden gurultulu sinyale trasfer function'i bulurum. iki transfer function'dan hangisi unity gaine yakinsa o daha az gurultuludur.

hemen aklima bunlar geldi. daha gelirse soylerim ayrica

predit: siktim turkceyi eyledim viran

yedegini al, yenisini al

mavi ekran hatası verdiğinde fotoğrafın çekip atar mısın? pek harddisk sorunu gibi durmuyor.

Düzelmez. Olmaz o iş.

Uf ya içine su girmesini önlemek istiyorum ben

hayır muhtemelen düzelmez. geri götürüp değiştirmeyi deneyebilirsin belki?
piyasanın 3 katı fiyata satıyorlar, bir esprisi olsun bari.

Hediye olduğu için fiş falan yok konuştum maalesef dediler fiş olsa değişim yaparlardı

estetik onemsizse silikon cek.

mail atın starbucks'a.

benim de buna benzer bir şey geldi başıma. üst kapakta aşınma olmuştu(aslında fabrikasyon hatası) fişim olmadığı için değişim yapamayız dediler bi kahve ısmarladılar :)

sonra ben de mail attım böyle böyle diye, geri dönüş yaptılar biz şubeyi bilgilendirdik istediğiniz zaman değişim yapabilirsiniz diye.

siz de doğru bir şekilde anlatan bir mail atın. bir şey kaybetmezsiniz en azından.

bence işkenceyle konuştururlar veya yazdırırlar

The Terminal isimli filmi izleyin, pasaportunu atmiyordu ama ulkesi yok oldugu icin gecersiz kaliyordu. Havalimaninda tarafsiz bolgede yasamak zorunda kaliyordu, pasaportu olmadigi icin ABD"ye giremiyordu ya da baska bir ulkeye gidemiyordu.

direkt terörist muamelesi yapıp gözaltında bülbül gibi öttürürler bence.

Abi iskandinav tipin yoksa direk Guatemala yolları taştan. Oranın da nasıl bir yer olduğunu bilmiyorsan bir araştır derim, fena...

soru hypothetical oldugu icin, cevap da oyle olacak:

cok yuksek ihtimalle birisi sizin kayip oldugunu polise bildirmis olacak. taranirsiniz, eninde sonunda ortaya cikarsiniz. biometrik olarak yuz fotonuz sistemde bir yerde duruyor abd'de.

normalde poils cevrmesine tabi olmak icin, suc icin olasi suphe yahut sikayet gerekli. oyle tipin cirkin diye kimse kimlik sormaz.
suc isledigin icin yakalandin diyelim. su durumda isledigin suc icin sana bir ceza verecekler sinirdisi etmeden once. kimliksiz ceza da verirler :)
suc islemediysen, zaten dokumanlarina ihtiyaclari yok.
olasi suphe icin sorgu olacaksa (yani tutukluluk hali), sen de cevap vermiyosun, sonraki durak teror suphesi ile kimin nesisin diye background check, kan testi, dna ornegi filan alinir.

kisisel fikrim ise: boyle bir sey mumkun degil. her insan iz birakiyor. bankadan para cekiyosun belge veriyorlar, bir yerden bisi aliyosun fis veriyorlar. ev kiraliyosun ismin ve sosyal guvenlik kartin lazim. hadi evsiz modunda takiliyorsun, illa ki seni bilen goren biri vardir.

yok ben yuzumu de degistirdim ( ki bu da belgelenir bir yerde), beni bana baglayan hic bir bilgi yok diyorsan, o zaman bilemem.

önce göçmenlik bürosu sonra homeland security girer devreye amerikada. yedi ceddine kadar bulurlar merak etme

cok net prosesi yaziyorum.

amerika icin:

en basta polis sizi karakola götürcek, hic olmayan sekilde muamele yapilacak. iskence filan yok, ama hic bir iyi davranis beklemeyin, aninda homeland security cikagelicek, sesinizi kaydedip 10 saniye sonra türkce konustugunuzu anlayacaklar, sonra türk konsolosluguna basvurup , bu arada sorgunuz yapilacak, muhtemelen terörizm den süphelenip gene iyi davranmayacaklar, ardindan türkiyeye gönderilme ve mahkeme.

avrupayi da yazcaktimda, cok benzer.

parmak izini almıyorlar mı vize alırken, sonra ülkeye girişte? bence oradan kimliğin açığa çıkar hemen.

gayet normal bir kız itici bir tavır göremedim.

degil.

ayrica rujun gucu diyorum.

ilk defa gördüm, itici bulmadım.

Bayiliyorum ya ben resmen <3 bebek gibi kiz, cok guzel buluyorum. Giyim tarzini vs de begeniyorum cok. Bana gore makyaj konusunda en iyi youtuber

bana da pek itici gelmedi.
ama makyajlı - makyajsız inanılmaz farklı

ilk kez gördüm. makyajlı fena sayılmaz ama genel hali samimiyetsiz geldi

Tavirlari konusmasi cok yapmacik, sevimli olmaya kasan kizlardan. Ama iyi makyaj yapiyor yigidi oldur hakkini yeme.

İlk defa gördüm. Konuşması beni çok rahatsız etti. "Son günlerde en çok konuşulan .." dedi ve ben "Ay ay ay, aman aman aman, düşman başına" dedim. c, ç ve ş harflerini tiki dilinde söyleyen insanları sevmiyorum. Kim olduğuna veya itici olup olmadığına bakamıyorum, o ağızdan ötürü kişiliğine dikkat edemiyorum.

Sonuna kadar dayandım. Ağzından harfler düzgün çıksa severmişim.

normal bir kız. normal hayatında videolarından çok farklı olmadığı da belli diğer hesaplarından. kimseyi umursamadığı için sevimli ya da başka sıfatlara benzemeye çalıştığını hiç sanmıyorum.

ben de pek ısınamadım buna, zaten çok makyaj videosu falan izlemiyorum ama instagram'da denk geldim iki üç kere. bazı fotoğrafların altında nasıl çirkefleşmiş, nasıl kezbanlaşmış şaşırmıştım. sırf görüntü olarak güzel kız bence. konuşması, telafuzu falan itici.

konsepti itici. bi kere kafadan türk kızının fifty shades of greye gönderme yapması itici. fona müziği dayayıp boynuna kravat geçirmesini biliyor, gerçekte incelesek aşkaaam geçen bi viydo çektim efso manyak oldaaa tarzı bir şey çıkar. olmuyo yani eğreti duruyo

şu duyuruya yazanlar vefat etti ya da emekli oldu. şu isimlere bak. komik olsa da 250 senelik duyuruları hortlatmayın lütfen. hem bu duyuruyu nasıl buldun

yumusak g'yi, g yaparsan ayni sorun cikiyo mu?

Yok bir şey değişmiyor. Ama m.file isminde de türkçe karakter olmaması gerekiyor gibi bir durum söz konusu mu bilen var mı?

Tamam buldum. m.file dosya adında bir ı kalmış ondan dolayı çalışmıyormuş.

m file'ın adında Türkçe karakter olamaz. Hala çalışmıyorsa dosya linkini verirsen bakayım.

@aychovsky teşekkür ederim. farkettim düzelttim. Şimdi çalışıyor.

ben de denize atlarim.

boyle bir dunyada yasamak istemiyorum.

yüzme bilmiyorum

kör ve sağır taklidi yapar uzaklaşırım

soruya bak cay demle. senin kafandaki kompleks site fikrini insanlar nereden tahayyul edecek de sana rakam verecek. soruyu "gittigidiyor gibi, eksisozluk gibi" vs diye sorsan anlarim da boyle hic bisi anlasilmiyor.

tamam ekleyim. gittigidiyordan iki kat daha karmaşık bi site diyim o zaman. gittigidiyor kaça yapılırsa iki katı fiyat verin bana.

kodlanmasının ne kadar süreceği, yapımı esnasında hangi kaynakların (yazılım, donanım, iş gücü) kullanılacağına göre fiyatlandırılır. Tam maliyet analizini çıkartmak projelendirmek gerekir, onu da beleşe yapmam misal ben.

20-30 bine olmaz o iş. ayrıca dediğin büyüklükteki bir site sipariş üzerine yapılmaz. kendi elemanlarını tutup şirketini filan kurup geliştirmen gerek. hadi sipariş ile yaptırdın sonrası ne olacak? yapıldı bitti diye bir olay yok ki. sürekli geliştirilmesi ilgilenilmesi filan gerekicek.

Sari cizmeli mehmet aga olmus sorun.

Simdi komplex dedigin kavram nedir ? Cok fazla icerik, kategori, alt kategori olmasi mi ? Bunlar icin zaten devasa paralar vermene gerek yok. Bugun ucretsiz ve en kullanisli scriptler (wordpress vs..) zaten bunu yapabiliyor.

20-30Bin lira vererek yaptiracagin bir web sitesinin, yeni bir akim yaratmasi lazim.

Bi kere ne sitesi yapacaksin ? Alisveris, Haber, Video ? Nedir yani ?

Bu kafa ile 20-30 bin lira verirsen bosa vermis olursun bu parayi soyleyeyim.

"20-30Bin lira vererek yaptiracagin bir web sitesinin, yeni bir akim yaratmasi lazim" diye bir şey yok.

gittigidiyordan laf açılmışken aklıma geldi şimdi. gittigidiyorun kurucuları 1-2 sene önce şöyle bir işe girmişti: (bkz: youlike)

bu sitenin sırf alan adına 100 bin dolar verdiler. onun dışında 300 bin dolar gibi bir sermaye ile bu işe girdiklerini söylediler. tüm bunları "yeni bir akım yaratması" umuduyla yaptılar ama ben şimdi sitenin adını bile zor hatırladım. yok oldu gitti.

yani adamlar 300-400 bin dolarla akım yaratamadı 20-30 bin dolar nedir allasen.

Ben reklam ya da tanitim icin harcanan paradan bahsetmiyorum.

Web sitesinin yapimi ve kodlamasi icin gereken harcanmasi gereken tutardan bahsediyorum.

Ki bunun icinde server alan adi vs.. gibi seyler de dahil degil.

Yazdiklarimi tekrar okursaniz olayin script uzerine dondugunu gorursunuz.

su kadara yapilir demek gayet mantiksiz.

ortada is modeli yoksa, sokaga atilacak bir para var demektir.

gittigidiyordan komplike bir site isteniyor. yani gittigidiyorun sirf duzgun calisabilmesi icin gerekli olan operasyon masrafindan daha yuksek bir mebla gerekli olacak belki de. bunun database lisans parasi, serveri, hardwarei, her gun siteye bakacak system admin'i, web sitesine icerik koyacak elemani, alan adi, hosting masrafi, veri guvenligi sistemleri, siber guvenlik hizmeti derken ucacak gidecek. sonra icerige gore sosyal paylasim yonetimi, alisveris guvenlik hizmeti, reklam seyleri, bankalarla anlasmalar vb

yani kisacasi o site yaptirilir bir sekilde, parasi da neyse verilir. dandik mandik, buglu muglu bi sekilde is gorur durumda olur. ama bunu calistiracak platform hizmeti bambaska bi durum.

edit: site son derece basit ama is yapan bir konumda da olabilir sundugu novel hizmetten dolayi. boyle bir site/sirket de $50k'dan fazla tutmaz gibi geliyor.
mesela: shipyourenemiesglitter.com

bu tarz işlerde (ne tarzsa onu da bilmiyoruz ya neyse) sitenin yapılması değil o siteyi ayakta tutacak destek ve operasyonel hizmetler daha büyük para tutar.

sana şöyle diyim, çalıştığım kurumda kullanılmak üzere bir sistem satın almak istedik (online iş akışı takibi ve raporlama) adamların aldığı 3 yıllık destek ücreti, sistemi satın alma parasına denk geliyordu. kaldı ki o destek dışında bizim ayrıca deli bir operasyonel giderimiz daha olacaktı.

yani senin daha çok bu işin sonrasını düşünmen lazım.

Yazilim kismi alacagi zamana ve kullanilacak kaynaklara, insanlara gore degisir.
Ayrica size asiri kompleks gelen bir sey 2 satir kodla yapilabilir.
Ornek olarak gittigidiyoru vermissiniz ama gittigidiyor bence kompleks degil. Hayvani bir buyuklugu var ama kompleks ayri bir sey.
ha sifirdan yazilim yaptiracaginiz icjn her turlu 20-30binden fazlasini gozden cikartmaniz gerekir.

Çok basit olarak söyleyeyim.
Yola çok yanlış bir mantıkla çıkıyorsunuz.

Karmaşık, gittigidiyordan daha karmaşık vb referanslar ancak 'website admin' ismiyle nitelendirilebilecek köşe başı web developlerlar için bir anlam ifade eder.

Yanlış anlamayın lütfen ama sizin sorunuzun cevabı sen takma kafana biz seni üzmez hallederiz abiiicimdir.

İnternet siteleri (basit kişisel siteler vb hariç) *mühendislik bakış açılarıyla inşa edilir, edilmelidir.
Ve gittigidiyor, karmaşık kelimelerinin bu bakış açısında herhangi bir karşılığı yoktur, cevap verilmemesi sizin için daha yararlıdır.

Sektörün yıllardır içindeyim ve 2 milyon dolar para bağlayan ama sizin bakış açınızla yola çıkmış olan eski patronumun şuan ne halde olduğunu üzülerek görüyorum.
Belki de kar amaçlı bir girişim başlatmak istiyorsunuz. İnternet sektörü ve internet yazılımlarının temel prensipleriyle ilgili araştırma yapmanız mutlaka yararınıza olacaktır.

*mühendis olmayanlar yanlış anlamasın, bakış açısından bahsediyorum

Gittigidiyor gibi veya sizin tabirinizle daha karmaşık bir sitenin yazılım kısmını piyasada yaklaşık olarak 25 ile 50 bin tl gibi bir bütçeyle yaptırabilirsiniz. Gittigidiyor tarzı sitelerin yazılımlarındaki asıl zorluk çok yüksek sayıda kullanıcının aynı anda siteyi kullanmasından kaynaklanacak performans sorunlarını önceden düşünerek optimize etmek olur. O yüzden böyle bir iş projeniz var ise daha önce bu kapasitede projeler yürütmüş firmalarla çalışmanız iyi olur. Bu bütçeye daha sonra ciddi bir server ve bakım masrafı ilave etmeniz gerektiğini de unutmayın. Ayrıca sürekli güncelleme desteğine ihtiyaç duyacaksınız. Bunun için de aylık bir anlaşma yapmanız uygun olur.

bulasmistir.

Olabilir tabi,tavsiyem Avas'ın ücretsiz versiyonu var onu indirim full-scan seçimi yaparak taratmanız.

@ecos
taratirim o sorun degil de evdeki bilgisayara takinca bu sefer de o bilgisayara bulasacak? Nerelere gidem : /

o degil de insan serverda nasil virus tutar, elinizden tutan bir ITci de mi yok.

önce bilgisayara kaspersky pure deneme sürümünü indiriyoruz. Ardından hard diski bilgisayara takıyoruz. Gerisini o halleder.

At mesaj. Baktın tersliyo tears of devilin selamı var de benim üstüme at suçu.

Korkma lan manyakmısın mesajın neyinden korkuyon yolla gitsin!

bu yaslar bir daha gelmez. sap geçirmektense şansını denemek lazım.

buraya sorman hata. mesaj atma, ara.

durdugun kabahat.

ayrica cevap vermesse de vermesin.

VPN Gate kullanıyorum, Japon sunucuları iyi.

tunnelbear kullanıyorum. ingiltere serverındaki hızı 6 mbit. memnunum telefon uygulamasıda var.

yaklaşık 1 senedir private internet access kullanıyorum gayet memnunum, 5 cihaz aynı anda bağlanabiliyor ayrıca üniversitede kendi uygulaması üzerinden 80 portuyla rahatlıkla bağlanabiliyorum. Tek sorun bazen siteler spam olarak algılayabiliyor.

Ben kepard kullanmıştım ama senin bahsettiğin şey farklı sanki.

+1 private internet access
hiç sıkıntı çıkarmadı , bilgisayar ve iphone da kullanıyorum

torguard kullaniyorum memnunum.

not: yurtdisindayim, turkiyedeki gov uzantili pek cok site yurtdisina kapali. turkiye vpni ile girmek mumkun oluyor.

Cyberghost da iyi.

hide.me de karar kılındı. diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünüyorum artık sadece fiyatı tek aylık alınırsa biraz yüksek 20 dolar ama indirim koduyla 13 dolara kadar düştü ayrıca 1 hafta refund garantisi var... tavsiye ederim.

hola!

Tunnelbear tek gecerim.

Adamlar gezi direnisi doneminde bedava limitsiz vpn saglamislardi.

Omur boyu unutulmaz.

Kullanımları ülkeden ülkeye değişiyor ama. Mate üzerinden konuşacak olursam, en çok ingiltere -güneyi- ve avustralya kullanıyor. Avustralyada özellikle aşırı kullanılır ve daha samimidir, bi nevi kanka veya bebe gibi, ingilterede ise daha genel kullanılır yoldan geçen birine mate diye seslenebilirsin veya yeni tanıştığın birine diyebilirsin.

dostum, adamım, kardeş, kanka, kankilito, panpişko vs.
bro da var, o da güzeldir kullanım olarak.

Friend kullanimini hic duymadim, oyle bir kullanim olmayabilir. Ek olarak bro var.

Aralarinda bir siralama yok. Birebir turkce karsiliklari da yok. Hocam, hacim, moruk, dostum, kanka gibi. Bunlarin da arasinda bir samimiyet siralamasi yok.

Lad (herif, genco, cocuk vs) ile gal (hatun, kiz, civir vs) var.

fella eski moda kankalar,
kollege bunun almancası (nasıl yazılıyor bilmiyorum)
homie, nigga jargonunda yandaş, çetedaş.

Broyu rapciler ve zenciler kullaniyo.

Ülkeden ülkeye, nesilden nesile değişiyor. mate'i Haldamir'in dediğine ek olarak İskoçya'da çok kullanıyorlar. Bir tanıdık bir Amerikalı'ya mate demişti de adam garipsemişti "Korsan mıyız, niye bana böyle dedin" demişti.

Dude da biraz genç ve serseri işi. 30 yaş üstünün içip sapıtmadıkça veya iyice "enseye şaplak" moduna geçmedikçe pek kullanılmadığını söylemişti aynı Amerikalı kişi. Aynı kişi "buddy"yi de daha çok araya mesafe koymak istediğimiz kişilerde kullanıyormuş, ironik ironik kullanıyormuş ama belki de değişiyordur kullanımları oradan oraya, buradan buraya.

Lad ve lass var, bizdeki karşılığı "evlat" gibi; bir nevi "Evlat, şunu kaldırır mısın". Lad oğlanlar, lass kızlar için. İskoçya civarı'nda var kullanımı. Lassie de aslında "Kızçe" gibi bir şey.

buddy - dost, arkadaştan öte
friend/mate - arkadaş (biri abd diğeri ingiliz)
man - adamım
dude - eleman (that dude derken mesela o eleman, bizim eleman gibi)

cus, bro, homie, bazen bazen dawg.

"pal" var ama amerika icin cok mal bi kullanim galiba... dayim amerikali esinin yaninda bizle "pal" diye konusunca kadin inanilmaz uyuz oluyodu "soyle konusma" diye

Mecidiyeköy'de

@exxe01

gayet açıklayacı valla. şu caminin yanında olanı mı söylüyorsun? çok genel olmuş bu cevap daha spesifik hatta hizmet alınan bi yer olabilir sorduğum.

servis 445 liraya neyi değiştireceğini söylemedi mi? İkinci elcilere bakmak lazım. Mesela anakartsa kart numarasını falan internette arat, istanbul'da o karta sahip olan bilgisayar tamircilerini görürsün sahibinden sitesinde. sonra mesajla iletişime geçersin

Perpa da birsuru teknik servis bulabilirsin. Ucuza yapab yerler var

Beşiktaş Çarşı'da define büfenin solundaki binada 2. katta net bilgisayar var. on küsür senedir gidiyorum. tecrübeli ve de namuslu (bu sıfat biraz garip kaçtı ama öyle) bir yer. oluru neyse söylerler, yaparlar. nurettin bey var dükkanın sahibi.

Kadıköy Yazıcıoğlu İş hanında (sanırım alt katta arka taraflarda) Netrix var, fiyat, hız, performans açısından memnunum.
Durumu izah edip sana sormadan bir değişiklik yapmazlar büyük ihtimalle.

beşiktaş sinanpaşa pasajını tavsiye etmem. parça çalarlar. kazıklarlar. haysiyet yoksunudurlar.

Bilgisayarım açılmıyordu, sürekli mavi ekran veriyordu ve şarj girişi de yanmıştı Kurtuluş caddesinde(osmanbey) koska'nın yanındaki pasajın içinde bir tamirciye götürdüm. Her şeyini halletti, üstüne format attı bir de yeni şarj aleti verdi 150 lira tuttu geçen sene.

Servis bi şeyler söyledi telefon da fakat anakart falan demedi eminim. Daha cihazı almadım servisten alırken soracağım neyi varmış 445 tl lik diye.

Yazıcıoğlu, Beşiktaş, Şişli bunlara kesin gideceğim. Özellikle netrix olabilir.

Çok teşekkürler referanslar için.

şirinevlerde efor bilgisayardı galiba, bi defa yaptırdık orada, iyiydi.

bahcelievler'de gozum kapali tavsiye edeegim bir adam var. uefa meydanindan soganli yonunde cigdem bilgisayar var, ismar'in hizasinda. yalan, dolan vs. ile isin olmaz. baska yerlerin en az 50 lira alacagi isler icin gonlunden ne koparsa diye 10 lira almisti. herkese tavsiye ederim.

eger problem fan ise sadece, fani alipkendin de tamir edebilirsin.

sadece fan degisecekse 300 lira da cok ama sizin pek anlamadiginizi var sayiyorum. hangi parcanin sorunlu olduguna eminseniz kendiniz de acip degistirebilirsiniz. size sadece parca maliyeti olur. yoksa kadikoy'de bir suru "bilgisayar hastanesi" gormustum.

ya hp aradığında çalışıyordum o ara hızlı hızlı İngilizce bi şeyler söyledi, yarın cihazı teslim alırken soracağım sorun neydi falan diye muhtemelen söylerler ona göre burada yine paylaşırım.

Çeyrek altın var dediler geldim
ahaha

Psikoloji izin vermiyor yol ver

Ölü taklidi yap

Uzak dur

Adrese yolla lütfen çeyreği ;))

uzak durun. yoksa iki ay sonra burada "doğru mu yapıyorum" diye sorarken bulursunuz kendinizi.

eksin arkadaşı olmaz hacı. o iş yaş. başka birini bul.

Alengirlere girecek psikolojide değilsen uzak dur tabii de, bence bir sıkıntı görünmüyor ortada. Demek ki sana yürüdüğüne göre o kadar yakın arkadaş da değillermiş. Sen zaten kimseye bir gönül bağı ile bağlı değilsin. Durum arkadaşı olan kişiyi ilgilendiriyor, o da seçimini yapmış. Eee, anlaşırsanız kime ne? Bana garip gelmedi.

Doğum günün kutlu olsun tabii ki! Kocaman kocaman güzel yaşlar.

niye tedirgin oldun?

gonlun varsa yuru. canin sevismek istiyosa da yuru.

ama zaten psikolojin kaldiramiyor diye dusunuyosan, en iyisi mi durum ciddilesti mi 'sorun sen de degil ben de' deme vakti. insanlari hemen shut down etmemek lazim.

hem neyin var zincirlerinden baska kaybedecegin.

uzak durmalısın bence. iki ana sebebi var; birincisi aşikar olanı eski sevgilinle aynı çevreden olması. büyük sıkıntı, sadece öylesine takılsanız da. bir şekilde eski defterlerin açılmasına vesile olur. ex'in duyar arar. bi ton bıdı bıdı.

ikincisi ise paso evde takılan tayfa ruhunu taşıması. hayatı out of control olan insanlara en son gidecek insan tiplerinden biri herhalde. seni daha da çok dibe çeker.

ilk başlarda ararsa geçiştirirsin, ısrar ederse de "biliyorum zamanında görüşürüz ederiz vs dedim ama şu an böyle olmasının mantıksız olacağına inanıyorum, o defteri tamamiyle kapatmak istiyorum, anlayışla karşılarsan sevinirim" minvalinde bir şeyler dersin. tabii bu yolu seçersen.

son olarak, hislere güvenmeli insan. bir telefon konuşması ile tedirgin olduysan, bu bile yetmeli. eyyorlamam bitti. (:

250 gr yollar mısın bana ordan

Yolla gelsin :)

Kazanla bekliyorum

oo nispet! alırım bi dal

durman hata, yolla!

Yolllaaaa ;))))

Köftelik 100 gram, öğrenci işi.

Cok ihtiyacim var önümüzdeki gunler icin lutfen lütfen

yollamazsan adam degilsin.

edit: oo damdanakan reyizmiş zaten sadsdasad

yolla

saol gözüm niyetliyim
i1.kym-cdn.com

İsmail bütün enerjimi sktin! Duyurularima yazma ULAN!!!

cdn.smosh.com

beyfendiye pozitif enerji gonderin.

i.ytimg.com

benim bu hafta belli olacak bir işim var. bana da gönderebilir misin rica etsem? :)
ps: gönderince haber verirsen bir de ben de alayım.

bu arada bana bişey gelmedi daha, naptın boş mu gönderdin? :(

Yolla kanka cok ihtiyacim var.

25 kilo mega paket yollar mısın

Bi öğrenci uzatır mısın abi,

Masallah masallah :)

bana da yolla çok ihtiyacım var.

head and shoulders clinical strength baya iyi. sacin/cildin cok fazla kuru degilse bunu kullanabilirsin.

sanki saç dökülmesinin önemli bir sebebi de kepekmiş gibi geliyor bana. o yüzden kurtulmak lazım. mecitefendi aldım aktardan o da tırt cıktı. bi faydalı guzel bı sey bulamadım arkadaş..

zetion.

eğer klinik denecek kadar fazla kepek probleminiz varsa zetion kullanın. problem geçtikten sonra hedenşoldur.

ölümcül bir kepek yok aslında. ama saçımı hızlı hızlı ovunca kepek dökülmeye başlıyor.
hedenşoldur'u deneyim olmadı. sebamed saçmı kurutmuştu ve herhangi bir faydasını görememiştim maalesf..

Nick inde çözüm hede' n shlder ;)

su iki urunden de cok memnun kaldim

www.neutrogena.com
www.walgreens.com

turkiyede var mi bilemedim.

ben clear'ın kırmızısını kullanıyorum birkaç aydır, memnunum.

Bence kullandığın su ve saç yapın hepsi önemli, yanlış kullanacağın şampuan saçlarını dökebilirde..

Normal zeytinyağlı sabun kullanan arkadaşıma uydum bende saçım kepekten geçilmiyor şimdi, zetion kullandım işe yaramadı, sebamed bana iyi geliyor onu kullanmaya başladım, dediğim gibi tavsiyeler bir nebze işe yarıyor.

eczaneden ketoral şampuan alın. kesin çözüm. kırmızı rengi garip gelebilir ama kepeği yok eder.

kışın cildin kurumasından luyorsa eczaneye de sorarak pirdolin, nizoral gibi şampuanlardan kullanabilirsin. bir de kaşınıyorsa onu önleyici tonikler var adını hatırlayamadım şu an. tamamen yok etmiyor sorunu ama insanı baya rahatlatıyor.

cok bir cevap olmayacak ama, plugin'i gelistirenlere mail attiniz mi?

@yirtik foto

attım cevap bekliyorum ama epey yavaşlar geridönüş konusunda.

Kusura bakma guldum ben biraz. Gecmis olsun.

ilişkiyi ta buralara kadar yayıp seni şikayet ediyorsa zaten hayır gelmez hacı ondan. boşver iyi olmuş, üzülme.

Hatirliyorum belki ben de gaz verenlerden olabilirim kusura bakma üzüldum :/

şimdi kardeş kızın başkasının fikriyle ayrılması yanlış ok da sende de hata var, kabul ediyorsun zaten.

kendin demişsin bir iki takıntısı dışında çok iyi diye. e "sevgililik" dediğin müessesede bunlara biraz daha fazla özen göstersen çok mu yani? yorulur musun?
ben de takılıyorum böyle şeylere bazen. istediği, konuşmayı kesin olarak bitirmekse bitir yani nedir, o kabalık olarak görmüyorsa sanane ki?

neyse geçmiş olsun.

sevgililer günü belki bahane olur barışırsınız.

Millet ayrıl dediği için ayrılıyorsa kız zaten maldır siktir et.

madem neden cevap vermiyodun kıza?

ayrılmanızı isteyen yürekler şimdi barışmanız için kenetleniyor

evet söz duyuruda

ona bu şarkıyı armağan et:

www.youtube.com

Sizin gibi çiftlerin azalarak bitmesi iyi oluyor.

whatsapp'daki mavi tick bitirdi kardeş seni. duyurunun suçu yok. mesajları okuyup okuyup cevap vermemişin. halbuki öyle cevap vermeyeceksek mesajları kısa kısa görünen kadar okuyoruz, açmıyoruz. hata sende.

kız adına mutluyum. Ne üzüyon la kızı. ilgilenmiyon ilgilenmiyon sonra ayrıldık mutlumusunuz. mutluyuz !

İki yildir sevgilisiniz, kiz da huyunu anlayamamis mi? Ya da niye oturup hic konusmamis ki yani? Niye bir cozume ulasamadiniz ya da? Ayrilasi varmis bence.

Tam da bu yüzden whatsapp ve SMS kullanmıyorum. Sevgiliyi geçtim saçmasapan insanlar bile trip atıyorlar. Minicik ve saçma telefon tuşları ile yazışmakla aram inanılmaz kötü, zaten telefonum da bozuk, pek yazamıyorum. Birine söylemek istediğim bir şey varsa arar konuşurum, bana mesaj gönderirse de cevap alınamaz genelde. Bu da karşımdaki kişiyi sevmediğimden değil; karşımdaki kişiye olan sevgimin mesajlaşmaya olan antipatimi bastıramamasından. Telefonu hala telefon olarak kullanıyorum; mutluyum, huzurluyum, ilişkim yıkılmıyor.

Diğerini ayrıntılı okumadım ama ilişkinin bitiş nedeni "Mesajıma cevap vermedi" ise ben olsam çok da üzülmezdim, "Uymuyormuşuz" derdim. Ama mesajına cevap yazmamanın daha derin bir anlamı varsa, ilişkinizin dinamiklerinden biri bu mesajlaşmalar üzerine ise tabii ki başka tartışılası şeyler de olabilir. Sevgililer günü geliyor, barışırsınız umarım ve umarım bir daha mesajlaşmalar sorun olmaz.

make up sex yapın.

vay anası millet duyurudan sevgilide buluyormuş. hacı sende niye kıza zaman ayırmadın?

hayırlısı be gülüm.

Ayrilma tavsiyesini iliskilere cozum onerisi olarak goren zihniyet kime mutluluk getirmis ki.

konuyu bilmiyorum ama genelde mantıklı tavsiyeler veriliyor burada. demek ki ayrılmanız gerekiyormuş.

ayrıl

bence ayrıl.

Gonus isleri lobisinin isi bunlar hep.
E siz de mevzuyu lobiye deklare etmissiniz.

he bişi daha yazayım. vakti zamanında böyle bir ilişki yaşamıştım.

Hatun sürekli bir mesajlaşma konuşma derdindeydi.

Her gün 1 saat konuşulması lazımmış filan, sürekli mesaj atardı kısa cevap verince triplenirdi.

bazen 5-10 adet mesaj ardarda yollardı, yok benimle ilgilenmiyorsun ıvır zıvır.

2. ayda artık dedim bu ilişki çekilmez.

ayrıldım filan sonraki dönem hayatımın en güzel dönemiydi. zart zurt mesaj atan yok, beni sevmiyorsun benle ilgilenmiyorsun tripleri yok.

kafa rahat, stressiz filan.

bence sevgililer döneminde de barışma salla gitsin, biraz kafa dinle ciddi ciddi aşığım modunda takılmıyorsan.

burada kimseyi suclama abicim.
whatsapp'tan mesajlasmiyoruz diye bir ayrilik sebebi olamaz. Kiz zaten sebep ariyormus kendine. Duyuru da cesaret vermis.

hem telefon mesajlasmak icin degil ki, konusmak icin?

Burada duyuru açanlar hep "bizden" gibi gelmiyor da ilişkinin öteki tarafındaki suçlu olmuyor. çok yüklendiğimiz, sorguladığımz üyeler de var. çemkirmek hakkımız, engellenemez.

Toplu genel bir cevap yazayım:

- Evet benim de kabahatlarim oldu.
- Tek sorumlu duyuru değil elbette, ayrılık seviyesine gelmese buraya düşmezdi mesele zaten.
- Tek sorun mesajlaşma da değildi. Sadece "mesajıma geç cevap veriyor" diye iki yıllık ilişki bitmez.
- Ama duyuru'nun da sorumluluğu var. Zira o sabah kız "erkek arkadaşımla sorun" diye duyuru açarken, ben birkaç saat sonra mesaj attığımda bana cevabı "ayrıldık bitti" ile başlıyordu. Demek ki duyuru açılırken ben 'problemli sevgili' iken cevaplardan sonra 'eski sevgili' olmuşum.
- Şimdiye kadar çok kez ayrılık seviyesine gelmiştik (hatta birkaç aylık ayrılıklarımız da oldu) ama son zamanlardaki onun ayrılık çabalarını onu ikna ederek geçiştiriyordum. Artık ben de kabahatli olduğuma ikna oldum, belki böyle olması gerekiyordur diyerek kabullendim, bitti.

kıçından uydurmuş.

500 kelime alıntı yapıyorsan hoş görünmez elbette. Ama atıfını düzgün yazarsan intihallik bir durum olmaz. Ama ben hocan olsam şöyle bir yan bakardım.

@alperz, ama elindeki kaynak bütünlüğü bozulamayacak, uzun ve alanda herkesin atıf yaptığı en temel kaynakmış.

bi arkadaşım ekolu oldu ama yapacak bi şey yok :)) çok teşekkür ederim.

Manifesto gibi bir şey sanırım. Herkesin derken kastettiğin şey tüm dünya mı yoksa bizim memleket mi?

tek seferde 500 kelime alıntı yapiyorsa oehhhhh dersin, bir sayfa alinti mi olurmus. alıntı dedigin metin icinde 2 satır olur, 2 satırı aşarsa ayri paragraf aşarsin ama o da en fazla 10-15 satır olur.

dünya çapında ve türkiyede.

Öyle bir belirlenmiş net sınır yok. Burada iki duruma dikkat çekesim geldi. İlki 500 kelimenin aynen alınıp alınmadığı. Zaten kaynaktan olduğu gibi 500 kelime alırsan ve bunları tırnak içinde göstersen dahi "Al tüm makaleyi tırnak içinde göster bari" derler; intihal tanımına girip girmeyeceği meşhul ama beğenilmez kabul görmez. Diğer durum da şu: diyelim tırnak içinde değil de, cümleleri aldın evirdin çevirdin. Atıflarını da doğru düzgün yaptın. Yine de tek kaynağa abanmış olunursa ona pek iyi gözle bakılmaz. "Aynı çalışmayı mı yapıyorsun. Başka kimse bu konuda çalışmadı mı" derler. Baz aldığın bir çalışma olması normal ama çalışmanın tamamının ya da o çalışmanın bir bölümünün ezici çoğunluğunun tek bir kaynağı baz almış olması normal değil.

@jaygatsby, tezin içinde muhtelif yerlerden bahsediyoruz üstat. 500 kelimelik bir paragraf değil yani, farklı farklı yerlerde birkaç cümlelik alıntılar.

Neymiş bu böyle yaz buraya da cahil kalmayalım.

ayrı ayrı olursa sorun yok, niye olsun ki. ama yazilan tezin uzunlugu, içerigi, diger kaynaklar falan da önemli ayça nın söylediği gibi. tüm tez degil bir chapter icin de bile arka arkaya aynı eserden verilen referans ayip olur, "başka insan mı yok, babayın oglu mu bu Jefferson: 2012" derler.

500 kelimeyi parça parça alıntılayacaksan bile, üç dört sayfada bir alıntı yine de hoş görünmez. İntihal olmaz ama iyi de karşılamazlar.

Ayrı ayrı yerlerde, koca tezde 1 sayfalık alıntıdan hiçbir sıkıntı olmaz.. Atıfları doğru düzgün verdiyse tabi.

Açın bakın bir sürü kitapta, temel aldıkları kimi kitaplar vardır ve iki üç sayfada bir onlara atıf yaparlar..

Bir sayfalık blok halinde bir alıntı ise eğer, çok gerekli değilse hoş karşılanmaz, ama illa gerekliyse bir punto küçük halinde ve içe çekilmiş şekilde, alıntı şeklinde yani, yazılırsa kabul görür. Diğer türlü, paragraflar tamamen alınıp en sona (Ahmet, 2009) yazamazsınız.

@alperz piaget ayarında bir hocaymış :)

Direkt olarak, bire bir sözcükleri alıntılamak yerine oradaki kavramları kendi cümlelerinle açıklayıp diğer kaynağı referans gösterebilirsin. Bunlar haricinde birkaç sayfada bir aynı referanstan cümleler olunca en sıradan okuyucu bile bunu fark edip "tezi bu referanstan yazmış galiba" diyerek rahatsız olabilir.

Uzun paragrafları direkt alıntılama.
Çok spesifik bir tanım alacaksan bu olur.
Bir açıklamana referans göstereceksen, kanıt/destek olarak sunacaksan "xxxx et al. also suggested a similar explanation to this phenomenon..." gibi bağlayıcı bir cümle ile referansa gönderme yap. Direkt alma.

Turnitin'e yüklenince kabak gibi çıkıyor ne kadarı alıntı. Tez konusunda YÖK'ün sınırı yüzde yirmi diye biliyorum ben. Alıntıların genel texte oranı yüzde yirmiyi geçerse tehlikeli sulardasın demek.

eger muhendislik ise bir cumle bile alintilamak hos degildir. konseptleri kendi kelimelirinle anlatman beklenir.

Genel bilgilerde ise sorun olmaz.

Evet ya, mühendislikte zaten tek cümle bile alıntılamıyoruz biz, bütün bilim tarihini tekrar tekrar canlandırıyoruz bu yüzden ama olsun, yeter ki tek cümle bile alıntı yapmış olmayalım. Hatta bakarsanız bilimsel makalelere, tek bir alıntı dahi göremezsiniz. Hı hı.

acaba jedi bornozu var midir satan?

gerci biz giyince turk askerine benziyoz.

tchiboda geçen gün gittiğimde yodalı kulaklık vardı ve 30 liraydı. tchibo capacityde var taksim demirörende var vs vs pek çok yerde bulabilirsin

www.tchibo.com.tr

Kız yetmez, kardeşiyle de uğraşırım

Hayır elbette. Hangi kayd u şart altında olursa olsun, sevgilisi oldugunu bildigim kadın, sevgilisinden ayrilana kadar bacimdir. Zaten ben kimseyle yatmaya çalışmam. Onlar çalışsın abi, ben ne calisacam.

Intikam falan ne basit isler be panpa. Hayir hoslandiysaniz birbirinizden yatin da intikam urkutucu geldi.

bu tarz basitliklerle ugrasan insanlari her zaman hakir gormusumdur. aldatmis iste, sen o insani komple sil cikar hayatindan, ne diye sacma triplere giriyorsun asamamis ergenler gibi.

hiç acımam. net.

Ben rövanşı alırdım. Çak geç.

Kızın niyeti varsa armut piş ağzıma düş olur, hem intikam için uğraşmamış da olursun. Denk geldi ama ilahi adalet gibi oldu diye düşünürsün :)

Federer +1 hadi onlar yapmis bir kisiliksizlik, sen de mi kisiliksizsin?

Evet.

bu bildigin agir pustluk. yapma abicim.

bence o herife kızma eski kız arkadaşının ne mail olduğunu göstermiş işte fena mı.Fırsat yakalayamayıp da hep hayatında olsa daha mı iyi olurdu.

csb olduğunu biliyorum ama durum hakkında konuşayım, intikam için de olsa sevgilisi olan bir kadına yazan kişi karaktersizdir. aldatılmak değil, aldatmaktır leke.

yat diyeceğim ama o kızın ne suçu var. tamam o da sevgilisini aldatıyor ama kendi hesabına. ne biliyim kesin yat siktir et, için soğusun. benim eski sevgilime sevgili bulmaya çalışan arkadaşımı hatırladıkça sinir olurken ben.

Ne farkin kalır? Diyor icimdeki insan, ama icimdeki abazan tam tersini söylüyor

bir an olsun tereddüt etmem.

böyle bir zemin oluşursa anasıyla bile yatarım. ama birisi beni aldatmış diye intikam olsun diyerek önüme gelenle yatmam. bunu kendime saygısızlık ve eziklik olarak görürüm. aldattıysa "vay amk" deyip geçerim yani uğraşmam, bana ne. o onun haysiyetsizliği. "beni aldattı, hemen gidip revenge sex yapmalıyım" diye bir durum söz konusu olmaz.

ama hiç yoktan, ben uğraşmadan böyle bir durum oluşursa zbam zbam saplarım.

Çok ezik bir intikam yöntemi. Ben adamı döverdim ilk başta.

asla yapmam. unut gitsin, uğraştığına değmez.

o adam onu yapınca onun için düşündüğün kişilik yapısına bürünmek istiyorsun. çok saçma bir düşünce. o adam dallama diye senin de dallama olmana gerek yok.

çalışırdım